Zirai don, tarım sektöründe her yıl bazı ürünlerin verimliliğini düşürebilirken, bu yıl yaşanan sert hava koşulları, özellikle kiraz üreticileri için felaketle sonuçlandı. Özellikle albastı kirazı, don olaylarından etkilenerek üreticileri büyük bir mali kayba uğrattı. Havaların aniden soğuması, birçok çiftçinin umudunu yerle bir etti. Peki, bu durum üreticileri ne kadar etkileyecek? Zirai donun kiraz üretimine olan etkileri ve alınması gereken önlemler nelerdir? İşte detaylar...
Zirai don, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının neden olduğu soğuk hava akımlarının tarım alanlarında su buharının donmasına sebep olmasıyla meydana gelir. Özellikle bahar aylarında ağaçların çiçeklenme dönemi başlayan ürünler için son derece tehlikeli olan bu olay, su damlacıklarının donarak sert bir hale gelmesine ve dolayısıyla bitkilerin ciddi şekilde etkilenmesine yol açar. Ayrıca, donun görüldüğü bölgedeki hava akışlarının değişkenliği, don riskini artıran diğer faktörlerden biridir. Kiraz üreticileri için ise bu dönemin başında don olaylarının yaşaması, çiçeklerin bozulmasına, meyvelerin olgunlaşma sürecinin gecikmesine ve verim kaybına neden olmaktadır.
Albastı kirazı, özellikle ülkemizde yüksek kalitesi ve tadıyla bilinen bir çeşit olup, yaz aylarında tüketicilere sunulmaktadır. Ancak geçtiğimiz günlerde yaşanan aşırı soğuk havalar ve tatlı yağmur, albastı kirazı için tehlikeli bir süreç başlattı. Üreticilerin çoğu, don olayının yaşandığı haftalarda hasat planlarını yapmış olmasına rağmen, yaşanan don nedeniyle bahçelerde yüzde 70'e varan kayıplar meydana geldi. Üreticiler, bu kadar büyük bir kaybı beklemediklerini ve alternatif stratejiler geliştirmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Zirai donun etkisini azaltmak için bazı çiftçiler, bahçelerini korumak amacıyla çevresel önlemler almaya çalışsalar da, bu yeterli olmuyor.
Zirai donun etkisiyle yaşanan kayıplar, sadece ekonomik kayıp değil, aynı zamanda tarım sektöründe de büyük bir şok etkisi yaratıyor. Kiraz ağaçlarının bir kısmı bir daha asla ürün veremeyecek hale gelirken, bu durumun yanında çiftçiler yılların emeğini de kaybetmiş oluyor. Üreticilerin büyük kısmı, iyi bir sezon geçirmek için yıllardır bekliyordu ve bu bekleyiş, maalesef kısa sürede bir hayal haline geldi.
Dört mevsim tarım yapılabilen Türkiye'de, bu tür don olayları, zaman zaman tarımsal üretimi tehdit ediyor. Uzmanlar, çiftçilere mevsim değişikliklerine uygun önlemler almaları konusunda uyarıda bulunarak, iklim değişikliğine bağlı hava olaylarına hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çiziyor. Sıcak hava dalgaları ve ani soğuk hava koşulları gibi durumlarla baş etmek için tarım politikalarının gözden geçirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
Sonuç olarak, üreticilerimizin karşılaştığı bu tür doğal afetlerin sonuçları, sadece bireysel bir kayıp değil, genel olarak tarım sektöründe de büyük bir etki yaratmaktadır. Toplum olarak tarıma duyduğumuz ihtiyaç her geçen gün artmakta ve bu tür olayların etkilerinden kurtulmak adına hem çiftçiler hem de tarım teşkilatları iş birliği içinde hareket etmelidir. Eğitimler, politikalar ve destekler ile birlikte tarım sektörümüzü bu zorluklara karşı bir nebze olsun güçlendirmek mümkündür.