Son günlerde Gazze'de yaşanan insani kriz, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu'ya gerçekleştirdiği ziyaret ile daha da derinleşti. Trump’ın varlığı, yalnızca uluslararası siyaseti değil, bölgedeki çatışmaları ve insan yaşamlarını da derinden etkiledi. Salgınla mücadele ve ekonomik çöküş ile mücadele eden Filistin halkı, Trump’ın bölgedeki ziyareti sırasında artan şiddet olaylarıyla daha da zor günler geçirdi. Bu süreçte, Gazze'de meydana gelen çatışmalarda 237 Filistinli yaşamını yitirdi.
Trump’ın Orta Doğu ziyareti, sadece bir diplomatik ziyaret olmanın ötesinde, bölgedeki politik dengeleri değiştirmeyi amaçlayan bir adım olarak da yorumlanıyor. Ziyaretin başlangıcında, Trump'ın İsrail ile Filistin arasındaki barış anlaşmalarına dair güvenceler vermesi bekleniyordu. Ancak, sözlerin ötesinde, özellikle Trump’ın İsrail’i destekleyen söylemleri, tansiyonu yükselttiği gibi Gazze'deki durumu da kötüleştirdi. Bu durum, bölgedeki Filistinli sivillerin güvenliği açısından son derece tehlikeli bir ortam yarattı. Uluslararası gözlemciler, Trump'ın ziyaretinin öncesinde ve sonrasında ortaya çıkan bu korkunç tabloların, barış müzakerelerini daha da zorlaştırdığına dikkat çekiyor.
Gazze'deki çatışmalar, Trump’ın ziyareti ile daha da alevlendi. Son günlerde meydana gelen olayları takip eden uluslararası insan hakları kuruluşları, durumun vahametini gözler önüne seriyor. 237 Filistinli'nin yaşamını yitirmesi, bu halkın yaşadığı insani krizi derinleştirdi. Sağlık kurumları, yaralı sayısının da günden güne arttığını bildirirken, hastanelerdeki kalabalık ve yetersiz sağlık hizmetleri, Filistinlilere bir ölüm cezası gibi geliyor. İşsizlik oranları, ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmesiyle çığ gibi büyüyor. Gazze’de bulunan insani yardım kuruluşları, en temel gıda maddeleri ve ilaçlar için dahi halka ulaşmanın imkansız hale geldiğini ifade ediyorlar.
Her geçen gün artan çatışmalar, yerel halkın ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor. Ukrayna'daki savaşın baskısını hissettikten sonra Gazze'de yaşanan bu olaylar, tarihi ve kültürel olarak zengin olan bu bölgeyi dünyadan tamamen soyutlamakla kalmıyor; aynı zamanda insanları göç etmeye zorlayarak daha geniş bir kriz yaratma potansiyeli taşıyor.
Trump'ın ziyareti süresince, insan hakları ihlallerinin pek çok uluslararası gözlemci ve aktivist tarafından rapor edildiği bildirildi. Bu bağlamda, dünya genelinde sosyal medya platformlarında bir dizi kampanya başlatıldı. "Savaşa Son Ver" ve "Filistin Halkı Yalnız Değil" gibi etiketler, sosyal ağlarda hızlıca yayıldı ve dünya genelinden birçok kişi Gazze halkına destek mesajları gönderdi.
Bu olaylar, Trump'ın ziyareti sonrası Gazze'de yaşanan tahribat ve kayıpların unutulmamasını sağlamak için ek bir teşvik yarattı. Beyaz Saray’ın Trump döneminde bölgedeki politikalara olan yaklaşımının eleştirilmesi, bu ziyaretin ardından yeniden gündeme geldi. Hem yerel halk hem de uluslararası toplum, Trump'ın bu tür ziyaretlerinin sonuç verip vermeyeceğini sorguluyor.
Özetle, Trump'ın Orta Doğu ziyaretinin Gazze'deki insani kriz üzerindeki etkisi, zorlu koşullarda yaşayan Filistinliler için bir dönüm noktası oldu. Dünya, Gazze'den yükselen feryatları duymalı ve bu trajediyi sonlandırmak adına üzerine düşeni yapmalıdır. Filistin halkı, temel insan hakları ve yaşamları için uluslararası desteği beklemektedir. Gazze’deki bu durum karşısında sessiz kalmak, insanlık adına bir kayıp olacaktır.