Son yıllarda eğitim sisteminin değişimi ve velilerin çocukları için en iyi eğitimi alma arzusu, özel okul fiyatlarının hızla yükselmesine neden oldu. Türkiye’de özel okul maliyetlerinin, sıfır otomobil fiyatlarıyla neredeyse eşdeğer hale gelmesi, aileler için yeni bir ekonomik gerçekliği gündeme getirdi. Veliler, çocuklarının geleceği için daha kaliteli bir eğitim arayışında iken, artan fiyatlar birçok ailenin bütçesini zorlamaya başladı.
Geçtiğimiz yıllarda eğitim sistemine yapılan büyük yatırımlar, özel okulların sunduğu olanakları artırdı. Modern eğitim araçları, nitelikli öğretim kadroları ve uluslararası akreditasyonlar, bu okulları cazip hale getirdi. Ancak, bu cazibenin bedeli de artmaya başladı. Özel okul fiyatlarındaki artış, sadece eğitim kalitesi ile değil, aynı zamanda enflasyon, maliyet artışları ve talep nedeniyle de doğrudan ilişkilidir. 2020 yılında başlayan pandeminin etkileri, birçok aileyi eğitim için alternatif yollar aramaya zorladı. Online eğitim sürecinin ardından gözlemlenen özel okul talebindeki artış, fiyatların fırlamasına sebep oldu. Her ne kadar KDV muafiyeti ve devlet destekleri gibi teşvikler var olsa da, çoğu aile bu artışlara ayak uydurmakta zorlanıyor.
Özel okul fiyatlarının, birçok ailenin kullandığı sıfır otomobil fiyatları ile benzer seviyelere ulaşması, dikkat çekici bir durum. Ortalama bir özel okul yıllık eğitim ücreti, büyük şehirlerde 100.000 TL ve üzeri rakamlara ulaşabiliyor. Türkiye'de giriş seviyesi otomobil fiyatları da hızla yükselerek, ortalama 200.000 TL ve üzerini görebiliyor. Velilerin, çocuklarının eğitimine yaptığı yatırımın, otomobil gibi maddi bir varlık ile neredeyse aynı seviyeye gelmesi, eğitimdeki değer anlayışını sorgulatıyor. Artık veliler, çocuklarının geleceğini belirlemek için ciddi maliyetler üstlenmek durumunda kalıyorlar. Bu durum, ailelerin eğitim planlamalarında köklü değişikliklere neden olmaya başladı.
Ülkemizdeki eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması gerektiği ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gerektiği sıklıkla dile getiriliyor. Ancak, özel okulların fiyatları, bu eşitliği sağlamakta zor bir kısır döngü yaratıyor. Çocuğunu iyi bir okula göndermek isteyen ailelerin, maddi olarak daha fazla fedakarlık yapmaları gereken bir dönemdesiniz. Bu da, sadece yüksek gelirlilerin değil, orta gelirli ailelerin de eğitime erişiminde zorlanmasına yol açıyor.
Sonuç olarak, eğitimdeki bu fiyat artışının, sadece bir ekonomik sorun değil, aynı zamanda sosyal bir adalet sorunu olduğu göz önünde bulundurulmalı. Eğitime yapılan yatırımın, bireyin geleceği için ne kadar önemli olduğu tartışmasız; fakat bu yatırımın ne ölçüde ulaşılabilir olduğu da en az eğitimin kalitesi kadar önemlidir. Velilerin ve eğitim camiasının, bu konu üzerinde öncelikle sağlıklı bir diyalog geliştirmesi, ardından da kalıcı çözümler üretecek öneriler üzerinde çalışmalar yapması büyük önem taşımaktadır. Artık ailelerin, eğitim bütçelerini planlarken, bu yeni gerçeklikleri göz önünde bulundurarak hareket etmeleri şart. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, herkesin hakkı olan bir durumdur ve bu konuda atılacak adımlar, gelecek nesillerin eğitimini şekillendirecek en önemli unsurlardan biri olacaktır.