Son dönemlerde artan bireysel şiddet vakalarına bir yenisi daha eklendi. New Port’ta yaşanan bu olay, mücadelenin ve cinsiyet eşitliğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Olay, genç bir kadının erkek arkadaşı tarafından maruz kaldığı şiddet sonucunda hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. 25 yaşındaki genç kadın, erkek arkadaşı tarafından sürekli olarak “Senin yerin mutfak” gibi ifadelerle aşağılandığı ve cinsiyetine dayalı bir şiddete maruz kaldıkça, bu durumun kendisi üzerinde yarattığı travmaya karşı koymaya çalışıyordu. Ne yazık ki, bu trajik hikaye son bulmadan sona ermedi.
Polis raporlarına göre, olay 17 Ekim Çarşamba akşamı, New Port’un sakin bir mahallesinde gerçekleşti. Genç kadın, uzun süredir ilişkisini sürdürdüğü erkek arkadaşıyla evde tartışmaya başladı. Tartışmanın sebebi ise, erkek arkadaşının genç kadına yönelik cinsiyetçi bir söylemde bulunarak, “Senin yerin mutfak” demesi oldu. Bu sözler, genç kadını derinden yaraladı ve tartışmanın alevlenmesine neden oldu. Her geçen saat içinde şiddet dozu artan tartışma, maalesef çok daha kötü bir yola saptı.
Erkek arkadaşı, genç kadının sinirle verdiği karşılık sonrası, bir anlık öfkeyle benzin aldı. Mutfakta yaşanan bu anlar, sıradan bir tartışma gibi görünse de, bir yandan cinsiyet eşitsizliğine dair derin bir yarayı açığa çıkarıyordu. Olay, bir genç kız için hem fiziksel hem de duygusal bir yıkımın baş gösterdiği anlar olarak kaydedildi. İzleyenlerin kanını donduran anlar sonunda, genç kadın kendini kurtarmak için dirense de maalesef bu mücadele yeterli olmadı.
Erkek arkadaşının genç kadına saldırısını gerçekleştirmesiyle birlikte, olay mahalle halkının dikkatini çekti. Gürültüleri duyan komşular, hemen polisi aradı. Aynı zamanda acil yardım ekipleri de olay yerine yönlendirildi. Ancak tüm çabalara rağmen genç kadın, tüm bu yaşananların sonucunda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Duygusal ve fiziksel bir kriz içinde olan genç kadın, hastaneye ulaştıktan birkaç saat sonra, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Olayın ardından çok sayıda insanın sosyal medya üzerinden tepkileri dinmek bilmedi. Cinsiyet temelli şiddet olaylarının önlenmesine yönelik farkındalık çalışmalarının artması gerektiği vurgulandı. Bu tür vakaların sıklığının her geçen gün artması, toplumda cinsiyet eşitliğine dair hâlâ derin bir yaralar olduğunun bir kanıtı olarak değerlendiriliyor. Olayın ardından vatandaşlar, yalnızca bir bireyin yaşadığı travmanın ötesinde, toplumsal bir anlatının da temelini oluşturduklarını fark ettiler.
Toplumda kadınların maruz kaldığı şiddet sadece fiziki değil, aynı zamanda psikolojik bir savaşı da beraberinde getiriyor. “Senin yerin mutfak” gibi cinsiyetçi söylemler, kadınları eve hapseden ve onların yeteneklerini geri plana atan bir düşünce yapısını besliyor. Bireysel şiddetin sona ermesi için eğitimin öneminin altı çizildi. Ayrıca, birçok sivil toplum kuruluşu olayla ilgili olarak hukuk sisteminde yapılacak düzenlemelerin gerekliliğini vurguladı.
Birçok kadın derneği ve hak aktivistleri, “Bu gibi olayların sona ermesi için birlikte hareket etmeliyiz.” söylemleriyle olayın önemine dikkat çekti. Cinsiyet eşitsizliği konularında yürütülen kampanyaların sayısının artırılması gerektiği fikri, toplumda yaygınlaşarak kadınların haklarını sahiplenmeye başladı. Bu olay, aynı zamanda demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
New Port’ta yaşanan bu trajik durum, bir kez daha cinsiyet eşitliği ve bireysel şiddet konularının ne kadar hayati olduğunu gösteriyor. Bu tür olayların önlenmesi ve kadınların haklarının korunması için toplumun her kesimine görevler düşüyor. Genç kadının cenazesi ise, ailesi ve dostları tarafından kaldırılarken, bu trajedinin yarattığı acı, hem bir aileye hem de bir topluma derin bir yaralar açtı.