Ülke gündemini uzun süredir meşgul eden Erva'nın trajik öldürülüşü, geçtiğimiz günlerde mahkemede verilen karar ile yeniden gündeme oturdu. Erva, 2022 yılında kaybolduktan sonra cesedi parçalanmış bir şekilde bulundu. Genç kızın cinayetinin faali olarak yargılanan zanlının cezası, toplumda büyük bir infial yarattı. Hemen hemen herkesin duyduğu bu acı olay, sadece bir cinayet davası olmanın ötesinde, sayılamayacak kadar çok hayatı etkileyen bir trajedi haline geldi. Mahkeme, sanığın cezasını açıkladığında, kurbanın ailesi ve yakınları yanı sıra; sosyal medya ve basın, bu kararı farklı açılardan değerlendirdi.
Erva, 19 yaşında genç, umut dolu bir hayat sürmekteydi. Genç kızın kaybolduğunu bildiren aile, ertesi gün polise başvurmuş ve geniş çaplı bir arama çalışması başlatılmıştı. Ne yazık ki beklenen mutlu son yaşanmadı; günler sonra cesedinin parçalanmış bir biçimde bulunması, hem ailesi hem de toplum için büyük bir yıkım oldu. Olayın ardından yapılan incelemelerde, Erva'nın katili olarak belirlenen kişi, çok geçmeden polisten kaçamadı ve tutuklandı. Mahkeme süreci, toplumda büyük bir merakla takip edildi. Sanığın savunmaları ise çoğu kez kabul edilemezken, ailesi ve yakınları, adaletin tecelli etmesi için sürekli mücadele içinde oldular.
Mahkeme, verdikleri kararın ardından, sanığın müebbet hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı. Ancak bu karar, bazı kesimler tarafından yeterli bulunmadı. Toplum genelinde bu tür suçların artışı karşısında, mahkeme kararlarının daha caydırıcı olmasının gerektiği ifade edilirken, katile verilecek cezanın sadece hapisle sınırlı kalmaması gerektiği öne sürüldü. Özellikle kadın cinayetleri ve benzeri olayların önlenebilmesi adına daha sert tedbirlerin alınması gerektiği, bu kararın ardından tekrar gündeme geldi. 'Erva için adalet istiyoruz' sloganları, sosyal medyada yoğun bir şekilde paylaşılmaya başlandı. Böylece, bu trajik olay, toplumun vicdanına seslenen bir çağrıya dönüştü.
Erva'nın aile bireyleri ise ceza kararının ardından yaptıkları açıklamada, adaletin yerini bulduğunu fakat bunun daha büyük bir çabanın başlangıcı olduğunu vurguladılar. Kaybettikleri kızları için mücadelelerinin sona ermeyeceğini belirten aile, diğer ailelerin de benzer acıları yaşamaması için toplumda farkındalık yaratmaya devam edecektir.
Erva'nın cinayeti, sadece bireysel bir vaka olmanın çok ötesinde; kadına karşı şiddet, insanlık halleri ve sosyal adaletsizlik gibi birçok konuyu tekrar gündeme taşıdı. Toplumun bu meseleyi ele alması, üzerinde düşünmesi ve harekete geçmesi gerekmektedir. Erva'nın anısına sahip çıkmak, sadece bir ailenin değil, tüm bireylerin görevi haline gelmiştir.
Sonuç olarak, Erva'nın acı dolu hikayesinin ardından verilen ceza, yalnızca bir ceza değil; aynı zamanda toplumsal bir uyanışın ve insan hakları mücadelesinin simgesi olmalıdır. Gelecek nesillerin bu tür trajedilerle karşılaşmaması için alınacak önlemler, yapılacak reformlar ve yürütülecek eğitim çalışmaları büyük önem arz etmektedir. Erva için adalet, bu aşamada sağlanmış görünüyor, ancak gerçek adaletin sağlandığı bir dünya umuduyla yola devam edeceğiz.