Bugün, sağlıklı yaşlanma ve uzun ömür konuları birçok insanın gündeminde. Teknolojinin ilerlemesi ve tıbbın gelişmesiyle birlikte insanlar, yaşam sürelerini uzatmanın yollarını arıyor. Ancak, bazı kişiler var ki, 100 yıl kadar yaşamış olmalarına rağmen hala dinç, zinde ve sağlıklı bir hayata sahipler. İşte o kişilerden biri, 100 yaşına giren doktor Tamer İnce. Bu uzun yaşam süresini nasıl başarıyla sürdürdüğünü ve sağlıklı yaşamanın sırlarını paylaştığı 7 altın kuralı, sadece sağlığına değil, aynı zamanda hayat felsefesine de ışık tutuyor.
Doktor İnce, beslenmenin sağlıklı yaşamın temel taşı olduğunu vurguluyor. Dengeli ve doğal gıdalarla beslenmenin vücut için büyük faydaları olduğunu belirten İnce, her öğünde taze sebze ve meyvelere yer vermenin yanı sıra, işlenmiş gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmayı öneriyor. Ayrıca, orantılı bir protein, karbonhidrat ve yağ dengesi kurmanın önemi de altını çizdiği noktalar arasında. “Hazır gıdalar, vücudumuz için düşman gibidir,” diyen uzman, yavaş ve dikkatli bir şekilde yemek yemenin de sindirim sağlığı için faydalı olduğunu ifade ediyor.
Uzun ömürlü olmanın bir diğer en önemli kuralı ise düzenli fiziksel aktivite. 100 yaşına rağmen hala günlük yürüyüşler yapan İnce, hareket etmenin insanın hem bedensel hem de zihinsel sağlığına fayda sağladığını belirtiyor. "Hareket, yaşamın kaynağıdır," diyen İnce, yaşa bağlı olarak egzersiz türlerinin değişebileceğini, fakat asla hareket etmeyi bırakmamamız gerektiğini vurguluyor. Yoga ve meditasyon gibi zihinsel rahatlama teknikleri de onun günlük rutininin vazgeçilmezleri arasında, çünkü bu teknikler stresi azaltmaya yardımcı oluyor.
İnce, fiziksel aktivitenin sadece beden sağlığı açısından değil, ruh sağlığı için de önemli olduğunu belirtiyor. "Düzenli spor yapmak, endorfin salgılar ve mutluluğu artırır," diyor. Ayrıca, sporun sosyal yönleri sayesinde insanlarla iletişimde kalmanın da önemini ekliyor. Yani, spor yaparken kendi yaşıtlarıyla bir araya gelmek, sosyal yaşamı zenginleştirmek açısından da büyük bir fırsat sunuyor.
Uzun yaşamın bir diğer önemli unsuru ise zihinsel canlılık. "Okumak ve yeni şeyler öğrenmek, beynimizi genç tutar," diyen İnce, sürekli olarak kendini geliştirmek ve yeni bilgilere açık olmak gerektiğini savunuyor. Kendisi her gün kitap okuduğunu ve yeni diller öğrenmeye çalıştığını aktarıyor. Ayrıca, bulmaca çözmek ve zeka oyunları oynamanın hafızayı güçlendirdiğini vurguluyor.
İnce, sosyal bağlantıların da zihinsel sağlığı desteklediğini belirtiyor. Arkadaşlarıyla sohbet etmek, aileyle zaman geçirmek ve toplumsal etkinliklere katılmak, insanın mental olarak canlı kalmasına yardımcı oluyor. "İnsan sosyal bir varlıktır; yalnızlık ruhu ciddi anlamda kurutur," diyor. Dolayısıyla, sosyal hayata aktif bir şekilde katılmanın önemi büyük.
Stres, modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası olsa da, nasıl yönetileceği büyük önem taşıyor. Doktor İnce, stresle başa çıkmanın yollarını öğrenmenin uzun yaşamak için kritik olduğunu söylüyor. Meditasyon, derin nefes alma yöntemleri ve doğadaysa yürüyüş yapmak, stres yönetiminde son derece etkili stratejiler arasında bulunuyor. "Stres, zaman zaman herkesin hayatında olur ama onu nasıl yönettiğiniz önemli," diyor. Doktor, sağlıklı baş etme yöntemlerinin geliştirilmesini öneriyor ve bu yöntemlerle ruhsal yıkım yaşamaktan kaçınabileceğimizi vurguluyor.
Sağlık kontrollerinin aksatılmaması gerektiğini belirten İnce, her yıl düzenli olarak sağlık check-up'ı yapılmasının öneminin altını çiziyor. “Kendinizi iyi hissetseniz bile, yıllık sağlık taramaları hayat kurtarabilir,” diyor. Hartl olmak, erken teşhis ve hastalıkların önüne geçmek için hayati bir adım niteliğinde. Uzman doktor, sağlık sorunları henüz belirti göstermeden tespit edilirse tedavi sürecinin daha kolay olacağını hatırlatıyor.
Sağlık açısından diğer bir önemli kural ise, uygun aşıların yaptırılmasıdır. Sıklıkla ertelenen aşılar, birçok hastalığın önüne geçilmesine yardımcı olur. İnce, sağlık ve yaşlılık döneminde vücudu korumanın, sağlıklı bir yaşam için mükemmel bir strateji olduğunu belirtiyor.
İyimser bir yaşam görüşüne sahip olan Doktor İnce, yaşamda karşılaştığımız zorluklara karşı olumlu kalmanın öneminden bahsediyor. “Hayatın getirdiği tüm zorlukları yenerken, bakış açımızı olumlu tutmalıyız,” diyor. Psikolojik sağlık açısından pozitif düşüncenin hayati bir fark yarattığını belirtiyor. Olumsuz düşüncelerin insanı nasıl etkilediğini; buna karşın, iyimser bakış açısının yaşam kalitesini nasıl artırabileceğini vurguluyor.
Son olarak, aile bağlarının kuvvetli tutulması gerektiğini söyleyen İnce, insanların sosyal ilişkilerinin sağlam bir temelinin olması gerektiğini ifade ediyor. "Aile, hiç bir zaman yalnız olmadığımızın en büyük kanıtıdır," diyor. Dostluklar ve